1962 yılında Mersin'de dünyaya gelen Konca Kuriş, Türkiye'de 1990'ların sonlarında dini ve toplumsal konular üzerine tartışmalar yapmış bir İslam feministiydi. Modern İslam düşüncesi ve kadın hakları konularında cesur ve tartışmalı görüşleriyle tanınan Kuriş, 16 Temmuz 1998'de evinin önünden gece yarısı, eşi Orhan Kuriş etkisiz hale getirilerek kaçırıldı. 555 gün sonra, 23 Ocak 2000'de, Konya'nın Meram ilçesinde Türkiye Hizbullahı'na ait bir ölüm evinin bodrumunda ölü bulundu. Bu trajik olay, Türkiye'deki dini ve toplumsal meseleler üzerine yapılan tartışmalarda büyük yankı uyandırdı ve Kuriş, İslam içindeki feminist hareketler için önemli bir simge haline geldi.
Kuriş, İslami öğretilerin yorumlanmasında cinsiyet eşitliği vurgusu yaparak, geleneksel İslam yorumlarına meydan okudu. Bu yorumları, bazı muhafazakâr kesimler tarafından tepkiyle karşılandı. Özellikle kadınların sosyal, ekonomik ve dini yaşamda daha aktif roller alması gerektiğini savunarak, dini metinlerin kadınlar lehine yorumlanabileceğini öne sürdü.
1998 yılında kaçırıldıktan sonra işkence görmüş ve öldürülmüş halde bulunan Kuriş, İslam içindeki feminist hareketler açısından önemli bir figür olarak kabul ediliyor. Ölümü, Türkiye’de dini ve toplumsal meseleler üzerine yapılan tartışmalarda dönüm noktası oluşturdu ve birçok insanın bu konulara daha dikkatli yaklaşmasını sağladı. Konca Kuriş'in cesareti ve kararlılığı, onu Türkiye'de kadın hakları ve İslam feminizmi konularında simgeleşmiş bir isim yaptı.
