Hicran Muazzez Abacı, 12 Kasım 1947’de Ankara’da doğmuş, Türk sanat müziğinin en güçlü ve en saygın yorumcularından biri. Klasik Türk müziği tavrını bozmadan, geniş kitlelere ulaşmayı başaran Abacı hem güçlü sesi hem de sahne duruşuyla “devlet sanatçısı” unvanına layık görülmüş bir efsane.
Çocukluk ve Eğitim
Muazzez Abacı’nın babası, “Sarı Bomba” lakaplı ünlü boksör Oktay Altıok’tur. Babasını çok küçük yaşta kaybeden Abacı, ilkokula yatılı olarak başladığı Ankara Kolejinde lise eğitimini de tamamladı. Müziğe olan ilgisi çocukluk yıllarında fark edildi. Klasik Türk müziğine olan yatkınlığı güçlü sesi, onu kısa sürede profesyonel eğitime yöneltti.
Radyoyla Başlayan Kariyer
1966 yılında Ankara Radyosu’nun açtığı sınavı kazanarak resmen müzik dünyasına adım attı. Burada aldığı eğitimle klasik Türk sanat müziği repertuvarına hâkimiyet kazandı ve ses tekniğini geliştirdi. 1973’te Kervan Plak etiketiyle çıkan “Bir Sen Kaldın İçimde” adlı ilk plağı, onun plak dünyasındaki başlangıcı oldu ve sanat çevrelerinde hızla tanınmasını sağladı.
Gazino Yılları ve Yükseliş
1970’li yıllardan itibaren İstanbul’un önemli gazinolarında assolist olarak sahne almaya başlayan Abacı, yorum gücü, sahne hakimiyeti ve klasik repertuvara sadakatiyle kısa sürede “aranan isim” hâline geldi. 1980 ve 1990’lı yıllarda çıkardığı albümler, yaptığı televizyon programları ve konserler onun altın dönemi olarak kabul edilir. Bu yıllarda Türk sanat müziğinin Türkiye’de yeniden popülerleşmesinde büyük rol oynadı.
Eserleri
Muazzez Abacı, onlarca albüm ve yüzlerce eserle dolu çok geniş bir diskografiye sahip. Özellikle klasik eserleri güçlü ve duygulu üslubuyla yorumlaması, onu farklı kuşakların ortak paydasında buluşturmuş.
Unutulmayan Şarkılarından Bazıları
Aşağıdaki eserler, Abacı’nın yorumuyla hafızalara kazınmış parçalardandır (bir kısmı farklı bestecilere ait klasik eserlerin yorumudur):
- “Vurgun”
- “Söyleme Bilmesinler”
- “Sensiz Olmadı / Sensiz Saadet Neymiş”
- “Felek”
- “Geceler”
- “Sevmekten Kim Usanır”
- “Affetmem Asla Seni”
- “Kapıldım Gidiyorum”
- “Kar Yangınları”
- “Tutkunum”
Bu eserlerin önemli bir bölümü, 80’ler ve 90’lardaki albümlerinde yer almış ve geniş kitlelere ulaşmış.
Seçili Albümleri (Stüdyo Albümleri)
Resmî diskografisinde yer alan stüdyo albümlerinden bazıları şunlardır:
- Muazzez Abacı Söylüyor (1975)
- Ölümsüz Eserlerle Muazzez Abacı (1975)
- Dönüş (1978)
- Yasemen (1981)
- Muazzez Abacı Söylüyor (1982)
- Sevdiklerinizle Muazzez Abacı 83 (1983)
- Geceler (1986)
- Şakayık (1986)
- Söyleme Bilmesinler (1987)
- Felek (1989)
- Vurgun (1990)
- Sensiz Olmadı (1991)
- Efendim (1992)
- Kar Yangınları (1994)
- Güller Arasında (1994)
- Tutkunum (1995)
- Cesaretim Var (1998)
- Muazzez Abacı & Zeki Müren Düet (1998)
- Hükümlüyüm (2001)
- Bir Efsanedir (2013)
- Ajda Pekkan & Muazzez Abacı (2014)
Bu albümler, Türk sanat müziği repertuvarının hem klasiklerini hem de dönemin yenilikçi düzenlemelerini barındıran önemli çalışmalar.
Devlet Sanatçılığı ve Sanatsal Kimliği
Muazzez Abacı, 1998 yılında Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın tavsiyesiyle verilen “Devlet Sanatçısı” unvanına layık görülmüş.
Sanatında:
- Klasik tavra bağlı yorum,
- Güçlü ve berrak bir ses,
- Sahnede zarafet ve disiplin,
- Eser seçiminde titizlik
ön plandadır. Bu özellikleriyle, kendi kuşağının en saygın sanat müziği icracılarından biri sayılmış.
Ölümü
Muazzez Abacı, 12 Kasım 2025 tarihinde, 78. yaş gününde, New York’ta tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirmiş. Ölüm sebebi, kaynaklara göre geçirdiği kalp krizi sonrası gelişen çoklu organ yetmezliği olarak açıklanmış. Kalp krizi geçirdikten sonra anjiyo ve stent işlemi yapıldığı, ardından böbrek fonksiyonlarındaki bozulmaya bağlı olarak akciğerlerinde sıvı toplandığı ve yoğun bakımda tedavi gördüğü, menajeri ve yakın çevresi tarafından basına yansıtılmış. Vefatı hem müzik camiasında hem de geniş dinleyici kitlesi arasında derin bir üzüntü yaratmış; birçok sanatçı ve kurum, yaptığı paylaşımlarla Abacı’yı saygı ve minnetle anmış.
Türk Sanat Müziğine Katkısı ve Mirası
Muazzez Abacı;
- Türk sanat müziğinin klasik eserlerini yeni kuşaklara taşıyan,
- Repertuvarı ve üslubuyla türün saygınlığını artıran,
- Devlet sanatçılığı unvanıyla tescillenmiş,
- Onlarca albümü ve yüzlerce kaydıyla geniş bir arşiv bırakan
çok önemli bir kültürel figür.
Bugün onun seslendirdiği eserler hâlâ dijital platformlarda, radyolarda ve televizyon programlarında sıkça yer bulmakta; yeni kuşak yorumcular için referans olmaya devam etmekte.








